BASINA VE KAMUOYUNA
Millet İttifakı liderleri “GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM” mutabakat metni üzerinde anlaşmış, temel esaslarını (5 başlık 101 Madde) açıklamış, imzaları da atmış bulunuyorlar.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun muhalefeti bir araya getirmedeki ve bir arada tutmadaki kararlı tutumunu, Sayın Akşener, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Uysal, Sayın Babacan ve Sayın Davutoğlu’nun demokratik parlamenter sistem özlemi ile gösterdikleri anlayış ve özveriyi takdir ediyor, alkışlıyoruz.
Bununla birlikte, genelde beğeni ile karşılanan ve umut uyandıran “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakat metninin; ekonomi, eğitim, sağlık ve diğer alanlardaki yapısal reformlarla tamamlanması gerektiğini, Laikliğe, Aydınlanma Devrimlerine, İç Cephe Birliği’nin nasıl sağlanacağına pek değinilmemiş, Anayasanın ilk 4 maddesi ve uluslaşma gibi önemli konulardaki duyarlığın vurgulanmamış ve özellikle ATATÜRK’ten söz edilmemiş olmasının önemli eksiklikler olarak dikkat çektiğini anımsatırken, bütün içtenliğimizle DOSTÇA bir UYARI yapmayı da görevimiz sayıyoruz.
SAYIN LİDERLER,
Mutabakat metninin ASIL ENDİŞE VERİCİ yanı; 1959 CHP Kurultayı İLK HEDEFLER BEYANNAMESİ’ni esas alarak, Kurucu Genel Başkanımız, Devrim Şehidimiz Prof. Dr. Muammer Aksoy’un sözcüsü olduğu komisyonca hazırlanmış, ülkemizin gördüğü en demokratik, en özgürlükçü anayasa olan 1961 ANAYASASI’na değil de (üstelik darbe sonrası yapıldığı ve vesayetçi olduğu gerekçesiyle reddediliyor), 1921 TEŞKİLATI ESASİYE KANUNU’na atıfta bulunması ve bu bağlamda kimilerinin FEDERASYON ÖZLEMLERİNİ besleyebilecek örtülü bir içerikle malûl olması olmuş.
İki askeri darbe ile yok edilmiş 1961 Anayasası’na; ilk günden itibaren hangi kesimlerin karşı çıktığı, kimlerin “Bu anayasa ile memleket idare edilmez” dediği, kimlerin üzerine şal örttüğü, kimlerin “toplumsal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı” diyerek katlettiği, yok edildiğinde kimlerin “bugüne kadar siz güldünüz artık biz güleceğiz” dediği bilinirken ne talihsiz bir değerlendirme…
Her ne kadar Anayasa denilmişse de, anayasa olarak nitelenmesi olanaksız, tamamı 23 madde ve 1 ayrık maddeden oluşan bu yasa için metinde “1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sonraki anayasalarında (yani 1961 Anayasasında da) daha dar kalıplara girmiştir.” denilmiş.
Bakalım o halde neymiş bu yasa:
- Meclis’in 20 Ocak 1921’de kabul ettiği bu yasa, memlekette emperyalist işgal ve İstanbul’da Padişah ve hükümeti varken, savaş koşullarında, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yönetmek üzere çıkarılmış, olağanüstü dönemin OLAĞANÜSTÜ YASASIDIR.
- Cumhuriyetin ilanından önce sadece 2 yıl yürürlükte kalmıştır.
- Meclis’in 1924 Anayasasını kabul etmesiyle yürürlükten kalkmıştır.
- Meclis Hükümetini öngörür.
- Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yoktur.
- Bakanların her birini tek tek oylayarak Meclis atar ve görevden alır, yani bugünkü anlamıyla BAKANLAR KURULU da yoktur.
- Savaş halinin olağanüstü koşulları gereği yasama, yargı ve yürütme erklerini Büyük Millet Meclisi kullanır (Kuvvetler Birliği).
- Yargı bağımsızlığına yer vermez.
- DEVLETİN DİNİ İSLAMDIR der.
- Ademi Merkeziyet yani YEREL ÖZERKLİK tanımlar (çünkü kâğıt üzerinde de olsa Osmanlı Devleti devam etmektedir ve Osmanlı vilayet düzeni geçerlidir) ve her vilayetin seçilecek şuralarla yönetileceğini belirtir, yani federatif bir düzeni çağrıştırır.
- Bir anayasa olmadığı gibi Üniter Ulus Devlet yasası da değildir.
6 partinin; “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” mutabakat metninde böyle bir OLAĞANÜSTÜ DÖNEM yasasına atıfta bulunması, demokrasi özlemini bu yasa ile ilişkilendirmesi ve Batı Emperyalizminin 100 yıllık FEDERASYON HAYALLERİNİ cesaretlendirdiği algısı yaratması herhalde bir dil sürçmesi ya da bir yazım hatası olmalıdır diye düşünüyoruz.
Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin, taşıyıcı kolonlarının ve BEKA güvencesinin ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ, ÜNİTER ULUS DEVLET ve LAİK HUKUK DEVLETİ olduğu asla unutulmamalıdır.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ olarak beklentimiz; önümüzdeki süreçte bu dil sürçmesi ya da yazım hatasının düzeltilmesi, metnin eksiklerinin tamamlanması, toplumun gelişme iradesinin ortaya konacağı, hak ve özgürlük anlayışının ufkunun açılacağı, 1961 Anayasasını temel alacak bir MECLİS SİSTEMİ öngören düzenleme ile Ulusumuzu heyecanlandıracak bir İKTİDAR PROGRAMININ ortaya konmasıdır.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GENEL MERKEZİ
İlk yorum yapan olun